domingo, 19 de diciembre de 2010

Viva la diferencia!!!

Hola otra vez Duygu.


En estos momentos acabo de ver una micro noticia  y digo micro noticia pues simplemente se han visto unas imagenes en la televisión, donde se maltrataba a unos manifestantes Kurdos, pero ni tan siquiera comentaban por que y para que se manifestaban.

Si quieres y te sirve para algo mi opinión como pueblo hermano de los Kurdos y de los Turkos, dime algo e intento hacerte otro articulo, pero esta vez más político, pues aquellos que tienen el poder siempre intentan que los que no piensan como ellos, aparezcan como los malos de la película. Es entonces cuando realmente empiezan los problemas y empiezan a llamar a todos terroristas, apartando así del verdadero problema a la mayoría de la sociedad. Haciendo del pueblo, corderos que hacen y dicen aquello que ellos quieren.

Y malos siempre hay en los dos bandos.

Ya sabes si quieres profundizamos en el tema ok?

Haber: İki dilli hayat oh ne rahat - Taraf Gazetesi


Hola a todos y en especial a Ti Duygu!!!!

Quiero darte las gracias por pedirme que te escribiera sobre el bilingüismo, para este articulo en el diario. TARAF GAZETESI....

Y al resto que me seguís en este blog, quería que supierais que hoy se publico en Turkia y que para mi ha sido todo un honor, que me pidieran algo así, pues eso te da ánimos para continuar luchando, con el verbo y la palabra escrita. No como hacen las grandes potencias, esas que mueven los hilos del mundo con su armamento y chantajes a la humanidad.
Gracias por estar, y ser quienes sois, de verdad muchas gracias!!!!

Un amigo por siempre VICENÇ....


İki dilli hayat oh ne rahat - ÖZGÜR DUYGU DURGUN - Istanbul - 19.12.2010


Genelkurmay’ın taraf olma hakkı yok ama biz tarafız: Katalunya’da korkacak bir şey yok


Katalunya’da sokaktan geçen birini durdurun ve ona hayatta vazgeçemeyeceği iki şeyi sorun, tartışmasız size önce “Katalanca”, sonra da “Barça (Barcelona Futbol Kulübü)” diyecektir.

Bir Katalan’ı bir İspanyol’dan ayıran en temel özellik, diline ve bayrağına olan bağlılığıdır. Katalunya’nın Başkenti Barcelona aslında sokaklarında tüm dillerin konuşulduğu, renklerin ve ırkların birbirinin içinde eriyip gittiği bir dünya kentidir. Ancak bu kentin gerçek sahipleri, güneşli bir Akdeniz kentinde şöyle birkaç ay tatlı hayat yaşamaya gelmiş zengin Avrupalı veya Amerikalı turistler değil, sadece ve sadece Katalanlardır.


Katalancayı anadili olarak konuşanlar bugün çoğunlukla İspanya’nın Katalunya Özerk Bölgesi’nde yaşarlar ve bu bölgede Katalanca, İspanyolca’nın (Castellao) önüne geçer. Restoran mönüleri Katalanca, İspanyolca ve Barcelona’nın yoğun yabancı ziyaretçileri nedeniyle, mecburen İngilizcedir. Havalimanı, metro, taksi durağı, otobüs, müze, banka, hastane ...Her yerde çift dilde açıklama ve yönlendirmeler görürsünüz.


Franco etkisi

Katalanca sokaktaki insanın dilidir. Bir Katalan, turistlerle İngilizce konuşmaktan pek haz etmez, tercihi kendisiyle Katalanca konuşulmasıdır. Ama biraz İspanyolcanız varsa sizinle iletişim kurmamazlık da etmez. Fakat oldu da iki Katalan ile birlikte bir şeyler içmeye gittiniz. İspanyolca konuşabildiğiniz halde, birkaç dakika içinde sizi unutup muhabbete Katalanca devam etmeleri ve garipliğin farkına vardıklarında size dönüp ‘Ay afedersin dalmışız’’ demeleri çok normaldir. Sakın üzerinize alınmayın.


Dile ve kimliğe olan bu aşırı bağlılık aslında biraz da şanlı ve çokça kanlı Katalan tarihinden kaynaklanır. Bilindiği gibi diktatör Franco, Hitler’in desteğini alarak İspanya’da kıyım başlatmıştı. Ona karşı en şanlı direnişi Katalunya ve başkent Barcelona gösterdi. Faşist Franco iktidarı ele geçirdiğinde, ilk icraatı kamusal alanda Katalanca’yı ve daha pek çok bölgesel dili yasaklamak oldu. İşte bu yasak yüzden Katalunya’da nice ‘Jordi’ler nüfusa ‘George’ diye kaydedildi.


Vicenç’in kaleminden Katalunya

Şimdi gelin bu hikayeyi içerden bir ses anlatsın.



Haberin devamını okumak için tıklayın.


Haber: İki dilli hayat oh ne rahat - Taraf Gazetesi

Duygu Durgun Köseoğlu El placer ha sido mio, y quiero segurarte de que a la gente que hablo sobre este articulo le hacen mucha ilusion tus opiniones. Como es un tema muy 'caliente' en Turquia el efecto ha sido muy positivo! Muchas gracias por tu apoyo...viva la hermanidad!

Vicenç.
No sabes como me alegra saber que aún no está todo perdido y que aún podemos confiar en algunos seres humanos.


Un beso y ya sabes siempre que me necesites para lo que sea aquí estoy.

Y más ahora que te aseguro tendré mucho tiempo para dedicarle a lo que más me gusta, que es escribir. Seguro que si puedo y mi economia me lo permite, intentaré publicar mi libro y continuaré con el segundo, que lo tengo abandonado jejejejeee.
 
Vicenç.....